Kompost yapmak çok kısa ve öz tanımı ile insan eli değmemiş doğadaki bitkisel faaliyetler sonucu ortaya çıkan atıkların besleyici sağlıklı canlı, makro ve mikro besin elementlerini içeren bir toprağa dönüşme sürecinin iyi niyetli ve sürdürülebilir bir taklididir.
İnsanoğlu olarak yaratılalı beri doğa ile alışveriş halindeyiz. Alışveriş kelimesini alış / veriş olarak duraksayarak okuduğumuzda bu kelimenin çoğumuzun anladığı bir şeyler almaktan ziyade hem almak hem vermek fiilini taşıdığını görürüz.
İnsanoğlu doğa ile olan alışverişinde maalesef özellikle son yüzyılında sadece alan taraf olmuş. Doğaya ise hep vermek kalmış. Vermeden almanın kime mahsus olduğunu sizin vicdan dairenizdeki anlayışınıza bırakıyorum.
Yaşadığımız son yüzyılımızda insanoğlu çok büyük atılımlar yapıp çok işler başarmasına rağmen, açgözlülüğünün vurdumduymazlığının bir sonucu olarak hep alan taraf olmaya başlamış.
Vermeden alan taraf.
Bugün ulaştığımız bilince teknolojiye bilime rağmen doğa bizim tarafımızdan hiç bir zaman diliminde bu kadar katledilip kirletilmemiş.
Tüm dünyada kitlelerin seçtikleri yada kitlelere seçtirilenler maalesef ki bu duruma son vermek şöyle dursun daha da kötüleştirmek için ellerindeki gücü sonuna kadar kullanmışlar ve hali hazırda kullanmaktalar. Seçenler ise bu duruma cahilliklerinden veya çıkarlarından dolayı yada en kötüsü gerçekleri görmelerine rağmen egolarının tükürdüklerini yalamak istememesinden sessiz kalmışlar.
Bedel çocuklar ve torunlar tarafından ödenecek, kimin umurunda ?
Politikadan anlamam ve sevmem bu yazıda zaten politik bir yazı değil üstü kapalı olarak kimseyede gönderme yapmıyorum. Tüm dünyadaki durum az çok bu. Dünyayı yönetmek isteyenler her konuda söz sahibi olmak istiyorlar.
Alışkanlıklarımız, isteklerimiz hayatımız maalesef sürdürülebilir değil.
Bizler yani bu yazıyı yazan ben ve okuyan sizler vermeden almanın sürdürülebilir olmadığına ve bunun yakın bir gelecekte mutlaka kötü sonlanacağına inanan kimseleriz.
Elektirik, araba, cep telefonu, petrol, doğalgaz hatta evimiz olmadan yaşayabiliriz. Sinemaya gitmeden bilmem hangi ülkenin bilmem neresindeki kedinin dışkısında fermente olmuş kahve içmeden, Alplerde kayak yapmadan, bilmemne marka 3000 euro lüks çantamız ayakkabımız olmadan yaşayabiliriz ama gıdamız ve suyumuz olmadan yaşayamayız.
Meşhur kızılderili atasözü dolaşır internette muhakkak duymuş veya okumuşsunuzdur kızılderili atasözü olduğu ne kadar doğrudur bilmem ama sözün kendisi çok doğru ” beyaz adam paranın yenmediğini anladığında çok geç olacak”
Doğa ile olan alışverişimizi bir an evvel doğa lehine düzeltmemiz gerekiyor.
Toprak yaşayan bir varlık ve bu sebeple onun da gıdaya ihtiyacı var. Bir çay kaşığı kadar sağlıklı toprakta Bir milyar bakteri bir milyon mantar ve on bin amip bulunabiliyor.
1 cm lik tarıma elverişli verimli toprağın oluşması için gereken süre 100 ila 1000 yıl arasında diyor kaynaklar.
Doğadaki Bahçıvan
İnsan eli değmemiş veya insanlığın yarattığı zararlı atıklarla kirlenmemiş ( tabii kaldı ise ) dağlara, ormanlara, meralara, steplere baktığınızda sağlıklı bir doğal döngü görürsünüz.
Bizim son teknoloji ürünü suni gübrelerle, kimyasallarla başaramadığımızı doğa kendi içinde mükemmel bir uyum ve verimlilikle yapmakta. Adeta gizli bir bahçıvan gübrelemeyi budamayı ekim dikimi hep tam zamanında ve gerektiği mükemmellikte sıklıkta uygulamakta.

Doğanın kendi mükemmel işleyişi içerisinde Hybrid tohumlara, GDO lu tohumlara ( genetiği değiştirilmiş organizma ), kimyasal zehir ve gübrelere, toprağın sürülmesine ihtiyacı yok.
Milyonlarca yıldır gelişen süregelen bu mükemmel sistemi insanoğlu kısıtlı bilgi ve teknolojisi ile berbat etmekle meşgul.
İdeal çiftçi ideal bahçıvan doğanın ta kendisi, onu ona en yakın şekilde ihtiyaçlarımız doğrultusunda taklit etmekten başka yapmamız gereken bir şey yok.
Doğayı kirleten dengeleri bozan iklimlerin değişmesine bile sebep olan her türden zehirli ve geri dönüşemez atığı üreten tek canlı “İNSAN ” dır.
Doğanın kendi döngüsü içerisindeki faaliyetlerinin sonucu meydana gelen tek atık ise verimli sağlıklı canlı “TOPRAK” dır. On yıllarca yüzyıllarca süregelen mükemmel bir bitki hayvan ve mikroorganizma işbirliği sonucu oluşan hayatın doğduğu ve sürdüğü yerdir.
Bahçemizdeki faaliyetlerden ve evimizdeki atıklardan oluşan biyolojik olarak ayrışabilir organik atık maddeleri doğanın bu mükemmel toprak yapım sistemini taklit ederek gerekli şartları sağlayarak bahçemiz için mükemmel bir toprak düzenleyici ve gübre olarak kompost yapmak, doğal tarım ve sürdürülebilir bir hayat taraftarı olan bizler için bir gerekliliktir.
Kompost yapımı aşamaları ve kullanımına geçmeden önce sizleri çok fazlada sıkmadan bitkilerin ve toprak canlılarının ihtiyaçlarına değinmek istiyorum. İdeal toprak tanımı ile başlayalım.
İdeal Toprak Nasıl Olmalı
Toprak ; mineral maddelerden , organik madde humustan, ölü bitki köklerinden, hayvan artıkları hava ve sudan oluşur.
İdeal Toprak ;
- Avucunuza alıp sıktığınızda yumuşak olmalı ve kolayca dağılmalı
- Süzek yani geçirgen olmalı, sulanınca suyu kolayca süzebilmeli
- Yüzeyi kabuk bağlamamalı kaymak tabakası oluşmamalı
- Nemliliğini kolayca kaybetmemeli
- Yeteri kadar mikroorganizma barındırmalı az girdi gerektirmeli
- Makro, mikro elementler ve humus bakımından zengin olmalıdır.
Humus toprak organizmalarının ayrıştırmasını zorlaştıracak şekilde birbirine bağlanmış karbon, oksijen,azot ve hidrojenden oluşur.
Toprakta humus düşüyor ise organik madde azlığından dolayı toprak altı canlıları mecburen humusu tüketiyorlar demektir. Bunun ileri dercesi ölü ve çölleşmiş verimsiz topraklardır.
İdeal ve ph’ı nötr veya hafif asidik topraklarda Humus besin maddelerini tutar ( potasyum, kalsiyum, magnezyum,amonyum ). Bitkilerde hafif asit salgılayarak bu maddeleri humustan kopararak kullanır ve beslenirler.
Toprak altı yaşam ne kadar hareketliyse toprak bitkiler için o kadar verimli olur. Toprak altı canlılarının yaşam döngülerinden artan besin kaynakları ve toprakta bulunan sudaki erimiş haldeki mineral besinler bitkiyi besler.
İdeal toprakta Ph nötr e yakın olmalıdır. Bir çok bitki ph 5.5 ile 6.2 arasında daha verimli olur. Çünkü bitkiye yarayışlı olan bir çok mineral bu ph aralığında daha iyi iyon alışverişi yapar. Yani bitki tarafından alınabilirliği artar.
Bitkilerin ve Toprak Canlılarının Beslenmesi
Toprağa yakın olan bizler toprağın sanılanın aksine ölü bir kütle değil çoğunluğu tek hücreli canlılardan oluşan yaşayan ve yaşatan bir varlık olduğunu biliyoruz.
Toprak içinde ihtiva ettiği organik maddeler ve mineraller ile içinde yaşayan tek hücreli yaşam formlarını, bunlar vasıtası ile üzerinde yaşayan bitkileri ve dolayısı ile bu bitkilerle hayvanları insanları beslemektedir.
Toprak altı canlıların sağlıklı olması ve hayatlarını devam ettirmesi toprağın organik bakımdan fakir olmamasına vede toprağın suni gübrelerle kimyasal ilaçlarla kirletilmemesine bağlıdır.
Günümüzde gördüğümüz haliyle bu denge bir kez bozulmaya başladığında geriye dönüş çok zorlaşmaktadır.Ve belkide en kötüsü bir gün geri dönülemez hale gelinecektir.

Toprak altı canlıları ölmüş kimyasal ve suni gübrelerle kirletilmiş olan toprakların geri kazanılmasında kompost yapımınında çok büyük bir katkısı vardır.
Bitkiler besinleri birinci dereceden gelişmiş olan saçak kökleri vasıtası ile toprak altından vede toprak üstü organlarından almaktadırlar.Toprak altı kökleri vasıtası ile aldıkları besinler bitkilerin ihtiyaçlarının büyük bölümünü karşılamaktadır.
Bitkilerin iyi beslenebilmesi öncelikle iyi bir saçak kök sistemine sahip olmalarına bağlıdır. Bahçemiz için dikeceğimiz bitkileri ilk gelişim için viyollere veya kullandığımız diğer çimlendirme vasıtalarına ektiğimizde yapacağımız ilk bakımlar ve hazırladığımız çimlendirme toprağımızın kalitesinin iyi bir kök sistemi oluşmasına etkisi büyüktür.
Saçak kök sistemi iyi oluşmuş bir bitkinin iyi beslenebilmesi için toprağın yapısı içinde barındırdığı mikro ve makro elementler, sahip olduğu yaşayan mikroorganizmalar ve toprak içindeki suyun miktarı önemlidir.Bu dengeleri bozuk olan toprakla bitki arasındaki besin alışverişi bozuk olacağından bitkiler iyi gelişemez iyi ve lezzetli ürün veremezler.
Çok fazla detaya girmeden bitkilerin ihtiyaçları olan Makro ve Mikro elementlerden kısaca bahsedelim.
Bitki Beslenmesinde Makro Elementler ;
Bitkilerin gelişimleri esnasında en çok ihtiyaç duydukları elementlere Makro Elementler denir. Bunlar Azot ( N ), Fosfor ( P ), Potasyum ( K ), Kalsiyum, ( Ca), Kükürt ( S ), Magnezyumdur (Mn ).Bu elementler bitki için olmazsa olmaz elementlerdir. Eksikleri bitkilerde gelişme bozukluklarına , ürün azlığına ve lezzetsizliğine bitkilerin hastalıklara ve böcek saldırılarına açık olmasına dolayısı ile sizinde emeklerinizin beklentilerinizin hayallerinizin boşa gitmesine sebep olur.
Bahçeyi yorucu bir çalışma ile hazırlayıp uğraşıp didinip sonrada ürün alamamanın yada vasat ile yetinmenin ne kadar kötü ve moral bozucu olduğunu bizzat yaşayarak deneyimlemiş bir kişiyim.
Bitkide bu elementlerin kullanımı çok basite indirgenmiş hali ile azot – dal, fosfor-döl, potasyum-bal anlamına gelmektedir.
Yine kısaca açıklarsak;
Azot ( N) kullanımı bitkinin vegetatif yani odunsu aksamının iskelet yapısının gelişimine etki eder. Noksanlığı genellikle yaprak ve gövdedeki gelişim bozuklukları ile kendini belli eder.
Fosfor ( P ) kullanımı bitkide besin elementlerinin taşınması, çiçek ve meyve tutumunun artması,sağlıklı saçak kök oluşumu ve olgunlaşmanın hızlanması için önem taşır ve eksikliğide bu sağladığı faydalarda azalma ve dolayısı ile kötü bir sezon geçirmenizle sonlanır.
Potasyum ( K ) kullanımı bitkilerde su dengesi ve fotosentez ürünlerinin oluşumu ve taşınması özellikle meyvelerde şeker ve aromanın yani lezzetin oluşumu için gereklidir.
Kalsiyum ( Ca ) kullanımı karbonhidrat ve proteinlerin taşınmasına, çiçeklerin ve sağlıklı kök yapısının oluşumuna, ve bitkilerin hastalık direncine pozitif etki eder.
Kükürt ( S ) kullanımı bitkilerde klorofil oluşumu için gereklidir ve bitkilerin soğuğa dayanımını arttırır.
Magnezyum ( Mg ) kullanımı bitkinin klorofil sentezi için olmazsa olmazıdır. Magnezyum eksikliği olan topraklarda bitkilerin mantarı hastalıklara karşı direnci düşük olur.
Bu makro elementlerin eksikliği ve varlığı ile ilgili fayda ve zararlar konusundan küçük bir araştırmayla çok fazla bilgi edinebilirsiniz.Fakat yukarıda yazdıklarım bu elementlerle ilgili beklenilen en temel faydalar olmakla birlikte tabiiki faydaları ve yokluklarındaki kayıplar bunlar ile sınırlı değil.
Bitki Beslenmesinde Mikro Elementler ;
Bitki beslenmesinde mikro elementlere makro elementlere oranla daha az ihtiyaç vardır.
Bu elementler kendi içlerinde de ikiye ayrılırlar ;
- Temel iz elementler
Bor ( B), Klor ( Cl ), Bakır ( Cu ), Demir ( Fe ), Mangan ( Mn ), Sodyum ( Na ), Çinko ( Zn ), Molibden ( Mo ), Nikel ( Ni ).
2. Yararlı iz elementler
Silisyum ( Si ), Kobalt ( Co ) Bu elementler bazı bitkiler için gereklidir.
İdeal toprak tanımını ve bitkilerin ihtiyacı olan elementleri ve faydalarını kısaca öğrendik . Bu bilgiler belki profesyoneller için yetersiz gelebilir fakat ben ve benim gibi amatör ruhlu bahçıvanlar ve doğal tarım sevdalıları için yeterli olduğunu düşünüyorum.
İsteyenler bu konularda daha derin araştırmalar yapabilir ve daha çok bilgi toplayabilirler. İnternet ve kitaplar bu konuda tam bir hazine.
Bitkilerin beslenmesi için gerekli olan makro ve mikro elementlerin yanında toprak altı canlıların beslenmesi için de besin gerekiyor.
Çoğu gözle görülmeyen bu canlılar toprakta bulunan organik maddeleri biyolojik olarak ayrıştırarak yani kompost yaparak ve bitkilerin fotosentez yoluyla ürettikleri karbonhidratların bir kısmını köklerine göndermeleri ile besleniyorlar. . Bu mikroorganizmaların hayat döngülerinde oluşan atıklar ve topraktaki organik maddeleri ayrıştırmalarının sonucu meydana gelen humus ise bitkilerin beslenmesinde önemli bir rol oynuyor. Yani bitki ve mikroorganizmalar karşılıklı bir kazan / kazan ilişkisi içersinde mükemmel bir ahenkle çalışmakta ve alışveriş yapmaktalar

Kompost yapmak ,malzemeleri ve temini
Amerikanın Vietnamda yeşil ve yoğun tropik orman örtüsü yüzünden rahat hareket edememesinden dolayı geliştirmiş olduğu ” Agent Orange ” adlı dioxin içeren çok zehirli bu ilacın kalıntıları aradan geçen 50 yıla rağmen Vietnamda halen görülmekte. Savaş sonrası Amerika bu ilaçları kendi ülkesinde ve tüm dünyada çiftçilere pazarlamaya başladı.
Buna da Yeşil Devrim dediler. Yeşil devrim bir yalandı , aslında adı yeşil ölüm olmalıydı.
70 li yıllarda yeşil devrimin dünya açlığına çare olacağını söyleyenler maalesef haklı çıkmadı ve topraklarımız hızla kirlenmeye ve ölmeye devam etti. Açlık giderek arttı.
Böyle olmasa idi bugün dünyada aslında gelir dağılımı eşitsizliğinden meydana gelmiş olan açlık bitmiş olurdu.Herhalde bizler de topraklarımızı yeniden canlandırmak için çeşitli çareler aramak zorunda kalmazdık.Bu konulara çok girmeyelim çünkü sonu gelmez.
Kendi kendine yeten sürdürülebilir bir bahçenin, bostanın, tarlanın olmazsa olmazlarından biri muhakkak ki komposttur.
Kompost yapmak bence 100 m2 dahi bahçesi olan herkesin bilmesi öğrenmesi ve uygulaması gereken bir doğal tarım yöntemidir.
Kompostun yapımındaki başlıca amaçlar sürüdürlebilir tarım kurgusunun en önemli ayaklarından biri olan toprağı beslemek ve atıkları tekrar sisteme kazandırarak topraktaki mikrobiyal aktivitenin devamını ve artmasını sağlamaktır.Sonuç ve geri dönüşü ise daha verimli daha sağlıklı bir toprak ve daha lezzetli daha sağlıklı ürünlerdir.
Kompost yapmak ; basitçe bahçemizden mutfağımızdan çıkan veya çevreden tedarik ettiğimiz her türlü biyolojik olarak ayrıştırılabilir materyali bir araya getirip bunları ayrıştıracak olan mikroorganizmaların oksijen ve nem ihtiyaçları karşılanarak doğanın milyonlarca yıldır yaptığını taklit edip mükemmel bir organik toprak düzenleyici ve gübre elde etmektir.
Ben bahçemde kompostu ilk olarak ciddi anlamda 2010 yılında yaptım , yazın kurduğum kompost yığınından çıkan dumanı görünce bahçede sigara içen birinin yığına sigarasını attığını zannetmiştim aklıma geldikçe halen gülerim.
Sonrasında çiftlik gübrelerine erişimin kolay olması ve koyun beslemem sebebi ile tekrar kompost yapmadım. Ta ki 2017 yılında Bostan İstanbul da bir önceki yazımda bahsetmiş olduğum atalık yerel tohum takas gurubumuz olan U T T M ile yaptığımız ” Toprak Hazırlığı ” etkinliğinde arkadaşlarımızla yeniden kompost kurana kadar.
Son yedi yılda kompostla ilgili belki yüzlerce haber, makale okudum ve video seyrettim, benim ilk kompost yaptığım 2010 yılında bizim gibi kar amacı gütmeksizin bu işi hobi olarak yapan çoğu kimsenin komposttan haberi yoktu. Çiftlik gübresi temin etmek özellikle bizim gibi büyük şehirlere yakın olanlar için gittikçe zorlaştı ve pahalı hale geldi.
80 li yıllardan itibaren süre gelen aşırı liberal tarım politikaları yüzünden hayvancılığımızda tarımımız gibi zora girdi.
Velhasıl ben gübre bulamıyorum, bulduğumda oldukça pahalı. Tercihim önce keçi sonra koyun gübresi , onlar zaten neredeyse hayal oldu. Mera mı kaldı ki koyun keçi beslesin insanlar , kapalı sistemde de zaten para kazanmaları ve hayvanlardan verim almaları mümkün değil.Büyükbaş hayvan gübresi halen bulabiliyorum fakat aşırı ot tohumu içerdiğinden dolayı tercih etmiyorum.
Aslında önce şunu düşünmemiz lazım gübre gerekli mi ? Bunca ormanı merayı dağları kim gübreliyorda buralarda hayat olabildiğince canlı ve sağlıklı devam ediyor. Saksı veya bahçe için toprak alanlar bilir, funda toprağı orman toprağı diye satarlar kaliteli toprağı. Gübre yok içinde ama sağlıklı ve besleyici neden ? Çünkü canlı, içinde hayat devam ediyor kimyasal gübre ve ilaçlarla mikrobiyal hayatı yok edilmemiş.Bulunduğu sistem kompost üretiyor tüm atıkları toprak besleyici olarak mikroorganizmalar mantarlar tarafından geri dönüştürülüp kullanılıyor.
Bizim de kompost yapmamızın başlıca nedenleri ;
- Bahçe ve evimizin organik çıktılarının tümünü yeniden kullanılabilir yararlı hale getirerek sürdürülebilirliği sağlamak.
- Toprağımızı beslemek verimini ve sağlıklı yapısını arttırmak.
- Dışarıdan toprak düzenleyicisi ve gübre girişini en minimum düzeye indirerek kendi kendine yeterli bir sitem oluşturmak.
- Bahçe ve evsel organik atıkların uzaklaştırılması külfetinden toprağımız leh karlı bir şekilde kurtulmak.
Benimde kompost yapmak için başka bir nedenim daha var son yıllarda oldukça gündemde olan pulluksuz tarıma geçmek istiyorum.
Pulluksuz yani sürmeden yapılan tarım bunun içinde toprağımın kondisyonunu yükseltmem ve daha gevşek humuslu bir toprak haline getirmem gerekiyor.Yurdışında buna ” No Dig Garden ” diyorlar. Bununla ilgili YouTube da Charles Dowding , Morag Gamble kanallarındaki videoları izleyebilirsiniz yada ” No Dig Garden ” yazarak yapacağınız aramalarda yüzlerce videoya ulaşabilirsiniz.
Kompost sanıldığının aksine tek başına bir gübre olarak yeterli değil fakat toprağınızdaki eksiklikleri biliyorsanız onları kompostunuza ekleyerek onu aynı zamanda hem mükemmel bir toprak düzenleyici hem de gübre haline getirmiş olursunuz.
İlk yerinde kompost denememde ( yerinde komposttan kastım komposto bir yerde hazırlayıp dikim alanına getirmekle uğraşmaktansa dikim yapacağım alanda kompostu dikim zamanın önce hazır ederek işçilikten zamandan tasarruf etmek) sera içinde yaptığım kompostun altını kazdığımda bahçe içinde 25-30 yıldır hiç görmediğim bir toprakla karşılaştım.
Toprağım Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde yaptırdığım analize göre killi tınlı .Bu demek oluyor ki suyu görünce çamurlaşıp kuruduğunda ise taşlaşıyor çatlıyor . Çalışması zor bir toprak.
Kompostun altını kazdığımda tane tane nemli ve çok yumuşak bir toprak çıktı ortaya adeta humuslu orman toprağı gibi, oysa kompostun 5 cm yanındaki toprağım oldukça sert ve işlemesi zor halde duruyordu.
Komposttan süzülen su ile bu durum açıklanamaz çünkü dışarıdaki toprağı suladığımda çamurlaşıyor ve çapaya veya bel’e bulaşarak çalışması çok zor hale geliyor.Kompost toprağımı düzenlemiş kil parçalarını dağıtmış ve nemli bir halde ekime hazır tutmuş , ki ben kompostum olgunlaştığından dolayı onu sulamayıda yaklaşık 1 ay önce bıraktığım halde.
Toprağımı bu halde görmek bile tek başına benim için kompost yapmanın sebebi olmaya yeter. Killi toprakta çalışanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlıyorlardır eminim.
Kompost Malzemeleri :
Ben yüksek ısı üreterek içindeki yabancı tohumları ve zararlı organizmaları bertaraf ettiği için sıcak kompostu tercih ediyorum. Ot problemi bizim gibi kimyasal kullanmayan bahçelerin en sıkıntılı sorunlarından biri. Kompostumuzu yeterli sıcaklığa çıkarabilirsek yabancı ot tohumlarından da kurtulmuş olacağız.
Kompostlaşmayı sağlayacak bakteri ve mantarlar enerji ve büyüme için Karbon ( saman vs gibi kahverengi materyal ) ve protein sentezi için Azot ( kırpılmış çimen vs gibi yeşil materyal isterler )
Kullandığımız girdiler ne kadar çeşitli olursa kompostumuzun besin içeriğide o derece artacaktır.
Kompost yapımında basite indirgersek iki ana malzeme kullanacağız bunlar ;
- Olgun Malzeme
Bahçemizde ömrünü tamamlamış her türlü bitkinin sap ve kökleri, ağaç yongası,saman, ekin sapı, kuru yaprakları olgun malzeme için örnek verebiliriz bu maddeler genellikle kahverengi malzemelerdir. Karbon içerirler.

Kompostumuza hayvan gübreside ekleyebiliriz. Hayvan gübresini kahverengi olmasına rağmen yüksek azot içeriğine sahip olduğundan dolayı olgunlaşmamış yeşil malzeme olarak kabul edeceğiz.
2. Olgunlaşmamış malzeme
Yaşlanıp olgunlaşmamış henüz yeşil aksamı bulunan bahçemizdeki bitkiler, kırpılmış çim, organik mutfak atıklarımız, yeşil yapraklar, çiftlik hayvanları gübresi olgunlaşmamış azot ihtiva eden malzemedir.
Bunun haricinde bahçe toprağıda komposta süreci hızlandırmak biyolojik aktiviteyi başlatmak için eklenen malzemelerdendir. Fakat topraklarımız yıllar süren kimyasal gübre ve ilaç takviyeleri yüzünden biyolojik canlılıklarını yitirmiş halde olduklarından kullanacağımız toprağın canlı yaşayan bir toprak olmasına özen göstermemiz gerekir.
Temiz kalmış el değmemiş bir ormandan alacağımız toprağı bu iş için kullanabiliriz. Şehir dışına seyahat eden veya memleketlerine giden arkadaşlarınızdan bunu rica edebilirsiniz. Toprak ısmarlamak biraz garip kaçsada maximum biyolojik çeşitlilik için her yol mübahtır diye düşünüyorum, varsın deli desinler.
Malzeme Temini :
Gelelim malzeme toplamaya. Gerekli malzemelerin ne olduğunu öğrendik herkesin kendi imkanları doğrultusundan malzeme toplayacağı yerler farlılık gösterecektir illaki, ben size kendi kaynaklarımı yazayım sizde bunları mümkün olduğunca çeşitlendirin.
Olgun malzemeyi eğer o yıl bostanım haricinde boş bıraktığım dikim yapmadığım tarlama buğday vs ekti isem onun samanından karşılıyorum.Bulunduğum bölgede saman temin etmek kolay bu yüzden kahverengi malzeme sıkıntısı çekmiyorum.
Ayrıca kümesime sermiş olduğum talaşı kümesi temizledikçe biriktiriyorum ( fakat bu talaş olduğundan dolayı olgun malzeme , hem de gübre ile karıştığından olgunlaşmamış malzeme demek oluyor )

Bu yıl tarlamda yonca ekili yüksek azot içeriğinden dolayı yoncayı biçip kompostta kullanacağım.
Yakınlarınızda çim alanlar varsa buradan biçilen çimleri alarak kullanabilirsiniz. Otoyola yakın alanları tercih etmeyin egzoz gazı ile kirlenmiş bir kompostu kullanmak istemeyiz.Yakınımda bulunan bir sitenin bahçesinden çıkan çimleri biçim yapıldıkça gidip alıyor ve kompostta kullanıyorum.
Yakınlarınız da hayvan besleyen varsa samanla karışık ahır altlıklarını kullanabilirsiniz. Fakat burda dikkat edilmesi gereken inek gübresi ile aşırı ot tohumu geleceğinden kompostunuzun gerekli olan 55 derece üzerinde sıcaklığa çıktığından emin olmanız gerekir. At çiftliklerinden de at gübresi ve saman veya otla karışık ahır altlıklarını alabilirsiniz.
Yeşil yani olgunlaşmamış malzeme ihtiyacında bahçeniz büyükse evsel atıklar yeterli olmayacaktır.Biçilmiş çimen bulamıyor veya bahçenizde kompostta kullanacak kadar ekim yapacak yeriniz yoksa pazar ve halden alabileceğiniz atıklar veya bir yemek fabrikasının sebze atıklarıda olgunlaşmamış yeşil malzeme olarak işinizi görecektir.
Malzeme temini bölge ve imkanlarınıza göre zor olabilir.Fakat malzemeleri temin ettikten sonra kompost yapmak oldukça kolay.
Kompost yapmak için kullanacağımız biyolojik ayrışabilirliği düşük olan malzemelerin oransal olarak fazla olması durumunda sıcaklık 40 derecenin üzerine çıkmayacağından istediğimiz yabani ot tohumu ve zararlı mikroorganizma bertarafı gerçekleşmez. Dikkatli olmamız ve kalın büyük odunsu parçaları kullanmamamız gerekir.
Kolay ayrışabilen malzemeleri kullandığımızda ise çok büyük bir hata yapmadığımız sürece sıcaklığımız kolayca 50 santigrat üzerine çıkacaktır. Bir kaç gün 55 santigrat derece üzerinde kalacak olan kompostumuzda istediğimiz dezenfeksiyon gerçekleşecektir.Fakat dış yüzeydeki sıcaklık 55 santigrat derecenin altında olacağından ya yığının merkezindeki sıcaklığı 55 santigrat dereceden yukarı çıkarmak yada kompostumuzu çevirdiğimizde dış yüzeylerin merkeze gelmesine dikkat etmek gerekmektedir.
Fotoğraftada görüldüğü gibikurduğum kompost ikinci günde 60 santigrat derece yükseldi. Bu herşeyin yolunda gittiğinin bir göstergesi.

Bir diğer önemli husus komposto girecek malzemenin dane boyutudur. Kompostda kullanacağımız malzemelerimizin dane boyutu mümkünse 8 cm den küçük ideali en fazla 5 cm olmalıdır.Böylece mikroorganizmaların faaliyet göstereceği yüzey alanı azaldığından reaksiyon hızları artar.
Bahçedeki ağaç budamalarımızdan çıkan yaprak ve çok ince dallar haricinde parçalar genellikle büyük kalın ve odunsu olduğundan küçültülmeden komposto konmamalıdırlar . Bunun için bir dal öğütücü alabilirsiniz.Aynı şekilde kuru yaprakların oranıda kompostta % 20 yi geçmemelidir.Daha fazlası bozunmayı geciktirir. yapmış olduğum olgunlaşmış kompost fotoğrafıma dikkatli baktığınızda 6 ay geçmesine rağmen halen sağlam kuru yaprakların olduğunu görürsünüz. Odunsu girdiler kompostta mantarlar tarafından çözünürler.
Kompost Kurulum Aşaması
Malzemeleri temin ettikten sonra ilk adım yer seçimi. Kompostumuzu kuracağımız yerde çevirme aşamasında ilk kurduğumuz alan kadar bir boşluk daha olmalı ki aktararak çevirebilelim.

Kompostumuz kullanım alanına yakın olmalı ki taşırken işçilikten tasarruf edebilelim. Aslında en güzeli kompostunuzu kullanacağınız alanda kurmak böylece onu taşıma zahmetinden kurtulmuş olacaksınız.
Ben fotoğraflarda da gördüğünüz gibi sera yanında bulunan boş alanda kurdum. Kompostu hem sera içinde hemde sera yanındaki bostanımda kullanacağım için benim sistemimde ideal olan yer orası. Bir diğer sebep bu alanda çok fazla ot olması. Kompostu buraya kurarak bu otları baskılamayı ve komposttan süzülen gıda ile bu alanı verimli bir yer haline getirmeyi istiyorum.
Sonrasında kompost alanımı başka bir yere taşıyacağım. Alan seçiminizde su kaynağına yakınlıkta önemli çünkü kompostu kurarken ve çevirirken onu nemlendirmek için suya ihtiyaç duyacağız.
Yer seçimini kesinleştirdikten sonra karbon kaynağı olan kahverengi malzemeyi en alta e az 10 cm ilk bir tabaka olarak sererek işe başlayabiliriz.( Rakkamlara takılıp kalmayın bir çok kaynakta farklı ölçüler veriliyor, bu iş tecrübeye bağlı bir iş yaptıkça siz kendi ölçülerinizi sisteminizi oluşturabilirsiniz.)

Ben alt kısma saman seriyorum kalın sermemizin sebebi alttan havalandırmayı sağlamak, çok titiz biri iseniz yığınıda biraz büyükçe yapacak iseniz alt tarafa üzerine matkapla bolca delik açtığınız bir plastik atık su borusunu yerleştirebilirsiniz böylece kompostun alttan hava aldığına emin olabilirsiniz.Hatta kompostunuzu tahta paletlerin üzerine bile kurabilirsiniz.
Sonrasında kahverengi malzememizi homojen bir şekilde ıslatıyoruz , eğer benim gibi saman kullanıyorsanız iyice ıslandığından emin olun çünkü saman kolay su almaz.
Islattığımız kahverengi malzemenin üzerine bir kat yeşil malzeme seriyoruz . Kompostumuzda karbon ( kahverengi malzeme) ve azot ( Yeşil malzeme ) kaynağı olan malzemelerin birbirine olan ideal oranı karbon/azot C:N 30/1 .

Bununla ilgili olarak kitaplarda veya internette kullanılacak olan malzemenin içeriklerindeki C:N oranını liste halinde veren yerler bulabilirsiniz. Ama benim gibi uğraşamam çok hassas hesap yapamam diyorsanız her iki malzemeyide birebir ölçülerde kullanabilirsiniz.
Ben daha öncede bahsettiğim gibi yeşil malzeme olarak bahçede elime geçen her türlü yeşil malzemeyi ( dikkat ayrık otu kullanmayın, Çok küçük bir parça bile bozunmadan kalırsa kullandığınız yerde yeniden canlanacaktır.) ve kırpılmış çimen kullanıyorum.
Kırpılmış çimen kullanırken çimenin oranı % 50 yi geçmemeli ve biraz soldurup kullanmanızda fayda var. Fazla çimen kullanırsanız anerobik yani havasız ortamda çalışan mikroorganizmaların çoğalmasına katkıda bulunursunuz. Buda istenmeyen kokulara sebep olabilir. Ayrıca anaerobik yani havasız ortam bakterileri yavaş çalışır.
Her katmanı serdiğimde bir dirgen veya üç kollu toprak havalandırma tırmığı ile katmaları iyice birbirine karıştırıp ondan sonra sularım. Kompostumuzun nemi sıkılmış bir sünger nemi gibi olmalı ne fazla ne de az. Aslında tüm malzemeyi iyice birbirine karıştırıpta bir yığın hazırlarsanız malzemelerin birbirini etkilemesi daha hızlı ve kolay oluyor. Ama benim gibi her katmanı serdiğinizde bir alttaki ile karıştırıp devam edebilirsiniz.
Bir kahverengi malzeme bir yeşil malzeme serdikten sonra araya daha önce bahsettiğim gibi eğer bahçe toprağınızın mikrobiyal olarak canlı olduğundan eminseniz ince bir katman halinde bahçe toprağı veya çiftlik gübresi veyahut temiz ve canlı olduğuna güvendiğiniz başka bir yerden özelliklede ormandan getirdiğiniz toprağı serin. Ben şimdilik çiftlik gübresi kullanıyorum bu iş için.Fakat en kısa zamanda güvenilir bir kaynaktan farklı bir ekosistemden toprak getirip bahçemde olmayan faydalı mikroorganizmalarıda kompostuma ilave edeceğim. Bir sonraki kompost yapımında da faydalı bakteri çoğaltarak onu kullanmayı düşünüyorum. Uğraşmayı hesap kitabı seviyorsanız Meyvelitepe bloğunu takip ederek yazdıklarımdan çok daha gelişmiş tarifleri edinebilirsiniz.

Her katman ilave edişimizde kompostumuzu suluyoruz. Unutmamamız gereken en önemli şeylerden biri nem içermeyen kompostta mikroorganizmaların görev yapamayacağı.
Kompostumuzu bu şekilde bir kahverengi bir yeşil malzeme ve aralarada az miktarda toprak veya gübre koyarak en az 1 metre yüksekliğe çıkarmamız gerekiyor. Kompostumuzu başarıya ulaştıracak olan faktörlerden birirde kompost yığınımızın boyutları.
Kompost yığınımızın minimum boyutları 1metre x 1metre x 1 metre olmalı. Daha küçük yığınlar ısıyı muhafaza edemeyeceklerinden ve dahada kötüsü ısınma bir türlü başlamayacağından dolayı kompostumuz çok geç çözünen soğuk komposta dönüşecektir.
Yığınımızın ısınıp 55 ila 65 santigrat derecelik ısıya ulaşması bizim için yabani ot tohumu ve zararlı patojenlerin ölmesi için ve bozunmanın hızlı bir şekilde ilerleyip sonlanması için önemli bir eşiktir.
Kompostumuza ne kadar çok değişik kaynaktan girdi ilave edersek sonuçta elde ettiğimiz kompost o derece zengin ve bitkilerimiz için verimli olur.
Bu şartlar belki ideal olmasada tarafımdan denendiği için işlerliği garanti olan şartlar. Sizde kompostu yaptıkça tecrübe kazandıkça kendi tekniklerinizi geliştirebilirsiniz .Yukarıda anlattıklarım minimum gereklilikler sizler bunları geliştirip çeşitlendirebilirsiniz.

Kompost yığınımızı yandaki fotoğrafta görülen istediğimiz yüksekliğe getirdikten sonra üzerini su geçirmez bir örtü ile kapamamız gerekiyor. Çünkü içindeki nemi kaybetmesini veya yağmurdan aşırı ıslanmasını istemiyoruz.
Ben bu iş için elimde artmış olan sera plastik örtüsü veya sera taban örtüsünü kullanıyorum. kenarları hava girişini çok fazla engellememek için örtmemeye özen gösteriyorum. Çok çeşitli materyaller kullanabilirsiniz önemli olan hava alması nem kaybetmemesi ve aşırı yağmurdan korunması.
Kompostumuzu kurduk gerekli şartları sağladık iş artık mikroorganizmaların çalışmalarına kalıyor.
Kompostumuzda her şeyin yolunda gittiğini anlamak için ideal sıcaklığımız olan 55-65 santigrat derecelere geldiğini görmemiz için kompostumuzun içine en az 40 – 50 cm e kadar inebilen uca sahip bir termometre yerleştirmemiz gerekiyor. Bu tip termometreleri piyasada veya internette kolaylıkla bulabilirsiniz.
Kompostun Bakım Süreci
Kompost elde etmemiz için geçen süreç biyolojik bir bozunma sürecidir, bu süreç boyunca ideal şartların devam etmesi gerekir. Bundan dolayı kompostumuzu kurduktan sonucu garanti altına almak için şartların devamını sağlamalı yani bakım yapmalıyız.
Kompostta bozunma sürecinde mikroorganizmaların faaliyetleri için yeterince nem ve yeterince hava gerekmektedir.
Bulunduğun iklime ve mevsime göre kompostunuzun nemini ayarlamalısınız. Benim bulunduğum yerde yaz başladığı için kompost yığınının özellikle dış yüzeyi nemini hızlı bir şekilde kaybediyor bu yüzden her gün hiç değilse gün aşırı kontrol edip dışını ıslatıyorum.
Üzeri kapalı olduğundan dolayı iç kısımlarda nem kaybı nispeten daha az oluyor.
Bu yüzden çok sıcak iklimlerde yığın yeri seçerken gölge bir yerde olmasına dikkat ederseniz her gün sulamak veya kontrol etmek zorunda kalmazsınız.
Aşırı sulamak kompostta havasız ortam yaratacağından anaerobik bozunmadan dolayı kötü koku yayılmaya başlar. Eğer kompostunuz ısınmıyor ve aşırı nemliyse onu çevirerek havalandırmalısınız , ve tabiiki çevirme esnasında kesinlikle su ilave etmemelisiniz.
Kompostumuz istediğimiz ısıya ulaşıp bir kaç gün bu ısıda kaldıktan sonra ısı düşmeye başlar işte bu noktada kompostunuzu aktarmalısınız. Bir dirgen yardımı ile kompostunuzu dış kısımdaki materyaller içe gelecek ve alt üst olacak şekilde aktarmalısınız.
Aktarma esnasında nemi azalmış görürseniz, ki nem ölçümüz sıkılmış sünger nemliliği idi , kompostunuzu ilk kurarken yaptığınız gibi, katmanlar arasında homojen şekilde ıslatın. Eğer yığınınızdan küf ve orman toprağı kokusu yükseliyorsa doğru yoldasınız demektir.
Ben sera içinde yaptığım yığını her sıcaklık düşüşünde yaklaşık 4 kez aktarıp havalandırdım.Sık havalandırırsanız daha hızlı bir kompost elde edersiniz. Bunu kendiniz ihtiyaçlarlarınıza göre belirlemelisiniz.İnsan bir kez yapıp tecrübe ettikten sonra periyotları kendi ekim dikim döngüsüne göre ayarlayabilir.
Fakat az çevrilip daha uzun sürede olgunlaşan bir kompost yığınının bitkileri sık çevrilen bir komposttan daha uzun süre beslediğini söylüyor Toby Hemenway Permakültür Bahçeleri isimli kitabında. Bunun sebebini ise sık çevrilen kompostun her çevrilmesinde mikrobiyal metabolizmada ciddi artış olacağından dolayı malzemelerin tamamen sindirilmiş humus ile mineralize olmuş besin maddesi haline gelmesinin hızlı sonlacağını ve mineralize besin maddelerinin kompostu kullanacağımız toprakta daha hızlı sızıp gidebileceği olarak açıklamış.
Yani az çevirmeyle yavaş olgunlaşan kompostta faaliyetler halen devam ettiğinden dolayı organik atıklar tam sindirilmemiş olduğundan bitkiyi besleme kabiliyetleri daha yüksek , çok çevrilip hızlıca hazırlanmış bir kompost ise humusun fazla olmasından dolayı daha iyi bir toprak düzenleyici diyebiliriz.
Buna ihtiyaçlarınız ve zamanla oluşan tecrübeleriniz sonucunda siz karar vereceksiniz.
Son olarak şunu söylemek isterim ki ; Doğa biz onun dengelerini suni bir şekilde bozmadıkça kimyasallarla zehirlemedikçe onun oluşturduğu mükemmel düzene çomak sokmadığımız sürece hatalarımıza karşı çok hoşgörülü davranıyor ve cömertliğini bizden esirgemiyor.Çoğunuz çocukluğunuzda çöplüklerde attığımız atıkların içinde filizlenip büyüyen domatesleri salatalıkları karpuzları görmüşsünüzdür.
Aşırılıktan, bencillikten, gözü doymazlıktan ve vurdumduymazlıktan uzak bir hayat dilerim. İşte o zaman her şey sürdürülebilir olacak.
Ne demiş atalarımız ” bu kurdun bu kuşun bu benim ” .
Sevgiyle Hoşçakalın
Pingback: Bahçede Sonbahar | Bostan İstanbul
Pingback: TOHUMDAN FİDE YETİŞTİRMEK | Bostan İstanbul